Ne Biçim Ceza?


20 Ocak tarihli yerel gazeteler ve bölge eklerinde,  Manavgat’ta uygulanan ilginç bir ceza haberi vardı. Bu habere göre on kişiye kitap okuma cezası verilmiş. Kitap okuma cezasının yanı sıra teminat yatırma, yurt dışına çıkılmasının engellenmesi, ehliyete el koyma gibi yaptırımlar da bulunuyormuş. Gazetelerde yer alan bu haber, beni,  1970’li 80’li yıllara götürdü. O dönemde, silahlı eylemcilerle ilgili haberler verildiğinde, mutlaka şu cümle de eklenirdi: “Çok sayıda yasaklanmış yayın” bulundu. Zamanla bu cümle insanların ortak belleğine yerleşti ve dünyanın en güzel nesnesi, kitaptan ve eyleminden, okumadan,  uzak düşürüldük. Açtığı toplumsal yara ve sonuçlar bu gün de etkilerini sürdürüyor. Türkiye Yayıncılar Birliği’nin 2010 Yılı Raporu yeterince ipuçları veriyor. Bu Rapora göre, Türkiye’de basılan kitap sayısında ve türlerinde sorun yok. Ancak kitap edinmeye ve okumaya gelince iş değişiyor. Yapılan araştırmaya göre halkımızın temel ihtiyaçları arasında kitap 32. sırayı alıyor. Bir Japon ve İsveçli yılda ortalama 52 kitap okurken, bizde bu sayı 7 ile 10 arasında değişiyor.

Soruşturmanın bir diğer konusunu edebiyat türleri oluşturuyor. Yazarını keşfetmiş, belirli bir edebiyat türünü takip eden okur sayısı ise sadece % 1,5 oranında. Ders kitapları dışında yıl içerisinde edebiyat türü ( şiir, öykü, roman) okudunuz mu?  sorusuna verilen yanıt sadece % 1,2. Öğretim  Üyeleri arasında da durum farklı değil. Aynı soruya Öğretim Üyelerinin ancak %2,2’si olumlu yanıt veriyor.  Türkiye’de düzenli bir kütüphaneye sahip kişi oranı % 2,8. Geçen yıllar içerisinde şüphesiz ki ülkemiz düşünce ve ifade özgürlüğü alanında önemli aşamalar kaydetti. Dünyanın da küçülmesiyle kitap ve düşünce üzerine kurulan baskılar azaldı. Buna rağmen, Yayıncılar Birliği’nin raporunda yer alan sayılar gelecek için ürkütücü. Bu gün tüketilen nesnelere baktığımızda kitabın, iddia edilenin aksine pahalı bir nesne olmadığını görürüz. Yine de, ülkemizde kitap fiyatlarını aşağıya çekmenin yolları vardır. Yayınevi,  dağıtımcı arasındaki ilişkinin daha sağlıklı kurulması, dağıtımcıya olanaklar sağlanması, KDV kolaylığı gösterilmesi, yayıncı açısından kağıt ve başka desteklemelere gidilmesi akla gelen ilk önerilerden bazılarıdır. Bu konuda kitle iletişim araçlarının üstlenmesi gereken görevi de unutmamalı. Yayıncılar Birliği’nin raporuna göre kitap alanların % 7’si basından etkilenerek aldığını söylüyor. Arkadaş önerisiyle bir kitabı edinenlerin sayısı ise % 3 civarında.

Her şeye rağmen, kitap konusunda epeyce mesafe kat ettiğimizi görüyoruz.

Geçmiş senelerde insanları kitap okudukları için cezalandırıyorduk, şimdilerde ise kitapla buluşturmak için ceza veriyoruz.

İlginç bir ülkeyiz anlayacağınız.

Ahmet Tüzün

Cumhuriyet Akdeniz - 27 Ocak 2011