Kitabevi Sıkıntısı


Öğrencilik, memurluk günleri Ankara’da geçmiş olanlar çok iyi bilirler Konur Sokağı. Bir de kitaba ilginiz varsa; okuyan biriyseniz uğramadan edemeyeceğiniz mekandır burası.

Mülkiyeliler Birliği ile başlayıp Meşrutiyet Caddesi’ne kadar uzanan bölümde çeşitli kitabevleri yer alır, öğrenciler yaptıkları el işlerini satarak harçlıklarını çıkarmaya çalışırlar.

Konur Sokak; sadece Ankaralılar için değil, dışarıdan bu kenti ziyaret edenler için de bir “tedavi merkezi”dir.  Antalya’da yaşayan, kitaba düşkün, bazı arkadaşlarımın Konur Sokak’taki kitabevlerinden bir koli dolusu kitap aldıklarını; okuma gereksinimlerini karşıladıklarını biliyorum.

Dost, Turhan, İmge 1, İmge 2 Kitabevlerinden güncel yayınları ve edebiyat dergilerini bulmak mümkün.

Ankara’ya geldiğim ilk günlerde İmge Kitabevi’nin sahibi Refik’le Antalya’da kitabın ve kitapçılığın durumunu konuştuk. Refik Kitapçılığın uzun yıllar çilesini çekmiş bir arkadaştır. Bundan yaklaşık 20 yıl önce küçük bir arabanın içine doldurduğu kitaplarla Ege ve Güney sahillerini dolaştığını onları pazarlamaya çalıştığını hatırlayalım. Şimdi ise sadece Kitabevi’nin sahibi değil aynı zamanda yayıncılık da yapıyor. İmge Yayınları, özellikle Tarih, Sosyoloji, Felsefe alanlarında kitaplar yayımlıyor.

Yaklaşık altı yıl önce hem Dost hem de İmge Kitabevleri’nin Antalya’da temsilcilik açma girişimleri oldu. Fakat her iki kuruluş da vazgeçti. Araştırma yapmak için Antalya’ya gönderilen arkadaşlar hem okuyucu kitlesinin az olması hem de korsan yayıncılık nedeniyle olumsuz görüş bildirdiler.

Daha sonra, Işıklar Caddesi’nde açılan İletişim Kitabevi’nin kısa sürede kapanması arkadaşları doğrular nitelikteydi. Antalya’da kitapla gerçek anlamda ilgilenenler neden kitap fuarlarını beklemek ya da zaman zaman büyük kentlere gitmek zorunda kalıyorlar.

Uzun yıllar doğrusuyla yanlışıyla Antalyalıya kitap ulaştıran Akdeniz Kitabevi ve Cahit Kerse de yok artık.

Nüfusu bir milyonu aşan önemli turizm ve otel işletmelerinin yer aldığı bu kentte neden nitelikli bir kitabevi açılmaz, varlığını uzun sürdüremez?

Bunda Üniversite’nin, kentin yazan,  düşünen kesiminin hiç mi payı yok? Bu noktada düşünmemiz ve kafa yormamız gerekiyor.

Ahmet Tüzün

Cumhuriyet Akdeniz - 31 July 2010