Bir yazarın, çevirmenin, kültür sanat insanının hem yol arkadaşı olmak, hem de aynı kulvarda yürümek, yapıp ettiklerine, isteklerine , arzularına, hayal kırıklıklarına, karşılaştığı pek çok zorluğa tanıklık ederken daha dikkatli kılar sizi. Bir yazınsal aura oluşturmuş, düşünsel teatilerde bulunmuş, yeri gelmiş fikir ayrılıkları yaşamışsınızdır. Bütün bunlar olup biterken aklınıza getirmek istemediğiniz tek şey, bir gün gelip onu sonsuzluğa uğurlayacağınızı tasavvur edememektir.
Yaşam onu sizden ayırdığında, günlerin nasıl geçeceğini düşünürsünüz, yıllar kocaman bir dağ olarak önünüzde bir bent gibi gerilmiş, bütün yolları tıkamış gibi gelir ilk önceleri. Nereden başlayacağınızı, ne yapacağınızı bilemez halde geçer ilk günler, aylar. Sonra kavramaya başlarsınız bilginin arkeolojik kazısını yapmanız gerektiğini. Sanki gayya kuyusu gibidir, her gün bir not, şiir çevirisi, yazılar keşfedilmeyi bekliyor, sizden emekle bakmanızı talep ediyordur.
Bu süreç, önemli bir ahlaki kararla karşı karşıya bırakır sizi. Sadece kendi yapıp ettiklerinize mi odaklanacaksınız, yoksa birlikte bir yaşam kurduğunuz eşinizin bıraktıklarına da sahip mi çıkacaksınız, her iki külliyatın sorumluluğunu üstlenme kararınız çok da iyi anlaşılamayacaktır. Kant’ın da söylediği gibi, kendi aklınızı kullanmaya cesaret etmek kararını alırsınız. Zira eşlerden biri yaşamdan ayrıldığında, Simmel’in ;”Grubun bütünlüğü bir nesnede sembolik ifadesini bulur.”, şeklindeki saptamasını, Ahmet Tüzün’le oluşturduğumuz ikili grubun, ortak değeri Kütüphane’yi bir sembol olarak nitelendirebiliriz, sanıyorum.
Ahmet Tüzün’ün yazılarını, özellikle çevirilerini en iyi anlayan ve üzerine bir yazı kalem alan Necmi Zekâ oldu, diyebilirim. “Bir çevirmen ya da aşık – Bir aşık ya da çevirmen”, başlıklı yazısında vurguladığı gibi.;
Dünyanın içinden geçtiği sosyo politik olaylara da her zaman duyarlıydı Ahmet Tüzün, Türkiye ve dünyanın gidişatı üzerine düşüncelerini dile getirirdi. Yaşamı boyunca Entelektüel bir çaba içinde olmayı sürdürdü.
On sene içinde, ülkemiz ve dünya pek çok dönüm noktalarından geçti, üstesinden gelmesi zor günleri, pandemi şartlarını hep birlikte yaşadık, tam biraz huzur bulmayı umarken savaş karşımıza çıktı, içinde olmasak bile yakınında olmak hepimizi tedirgin ediyor. Dünya barışının sağlanabilmesi için, hepimizin emek ve çaba harcaması gerekiyor. Umarım bu zorlu süreç barış ile sonuçlanır. Annales Okulu tarihçilerinden Braudel’in söylemiyle, on yıllık bir zaman dilimi “kısa süre”yi anımsatır, şimdi geçmişten bağımsız değildir. Bu on yıllık süreçte, kültürel mirasın korunmasında, desteklerini esirgemeyen, kurum ve kişilere teşekkür ederim.
Ahmet Tüzün’ün Entelektüel çabasının değerinin anlaşılmasını dileyerek, sevgi ve özlemle anıyoruz.
İmren Tüzün
İletişim: imrentuzun@ttmail.com
Facebook Sayfası için tıklayınız...
Copyright © 2009-2022 Ahmet Tüzün. All rights reserved.
designed by DESTECH İNTERNET HİZMETLERİ